Yine başka bir müzikal takıntı!
Bu sefer adı
Paradise Lost. Yeni birşey mi bu P. Lost takıntısı? Hayır kesinlikle değil. Ancak çok sık gelmeye başladı bu takıntı krizleri son zamanlarda.
Başından sonuna kadar, hemen hemen her melodisini sevdiğim ama en çok da nakarat bölümüne hasta olduğum bir
Paradise Lost parçası var. ''In This Cold Life''. ''One Second'' albümüne ait kaliteli, duygusal ve enfes bir şarkı.
''One Second'' aynı adı taşıyan parçayla açılışı yapan bir albüm. Eski Paradise Lost'u bilenler genelde ''Icon'' ve ''
Draconian Times'' ile bilir. Şahsen ben '
Draconian Times' hastasıyım.
Gönlümdeki
Paradise Lost her zaman 'Draconian Times'taki duruşu ve müzikalitesiyle kalacaktır. Ancak bu, değişik birşeyler denemeye açık ve farklı uslupları harmanlamaya müsait ve de konusunda hiç te fena sayılmayan P. Lost'u tanımayacağız demek değildir kesinlikle.
Söylemek istediğim, P. Lost geçirdiği sayısız değişimden sonra aynı tadı vermemekte. Kendilerine yükledikleri anlamlar değişmiş, felsefi yönleri değişmiş, müzikal arayışları da buna bağlı olarak başka taraflara kaymış. Buna doğal devinim süreci de diyebiliriz, isteyen ticarileşme tabirini de kullanabilir.
Fakat, ben P. Lost'un müziğini halen yürekten ve içten gelen dürtülerle icra ettiklerine eminim. Son yıllarda bana pek tatminkar gelmeseler de, kıyıda köşede kalan güzel P. Lost örnekleri keşfediyorum her geçen gün.
'
One Second' 1997 yılından güzel bir eser. 90'ların o kendine has, sahici, daha insancıl elektronik yapısını içinde barındıran bir eser. Genel olarak bu albümle grubun poplaşmaya doğru kaydığını farketmemek zor ancak. Buna pop demekten çok, ben değişim demeyi yeğliyorum (ben de mi liboş oldum nedir :D).
P. Lost her zaman melodikti ancak grubun son dönemlerinde daha da bir melodi zenginliğine doğru kaydığı gözlemleniyor. Bir Depeche Mode edası var sanki. Doom öğelerinden vageçilmemiş ancak yoğunluğu ve sıklıpı azaltılmış. Gothic unsurların da içeriği değişmemiş ancak sunulma şekli bir hayli farklı. Vuruculuğu daha zayıf gitarlar, daha çok klavye, brütal vokal hemen hemen hiç yok. Bunun aksine davullara ayrı bir önem verilmiş. Bu noktada P. Lost beni kaybetmeyi göze alamamış olsa gerek (:P), güzel bateri soundu seçmişler. Şahsen davullara en fazla dikkati ayırmayı görev bilirim dinlediğim müziklerde.
Aşırı duygusal ve orta şekerli melankoliye sahip '
One Second'.
Favorilerimin başında '
Mercy' gelir. Bu şarkının yazarının başından oldukça ağır bir deneyim geçmiş olmalı ki böylesine yoğun hissiyatlı bir şiiri kaleme almaya gerek duymuş. Ayrıca 'Mercy'yi ayrıyetten sevmemin nedeni de P. Lost Tribute albümüne 'Mercy' cover'ıyla katılan
Orphaned Land yorumudur. Merak edenlere bir
Last FM linki buldum. Umarım çalışıyordur. İlla ki dinlemek istiyorum diyenlere de bana e-mail atın, yardımcı olmaya çalışırım diyorum.
'Mercy' ve 'In This Cold Life' parçalarından başka kafama taktığım 'Disappear' var. Sağlam piyano klavye ve hoş ve zengin davullarla başlar. Tempoyu yavaşlatarak dinleyiciyi hafif
isterik bir mahmurluğa çeken üzerinde oynanmış - dijitalleştirilmiş - vokalleriyle
dumur olayına karşın emniyet kemerlerinizi sıkı bağlayın mesajı vermektedir adeta.
P. Lost'un şarkı sözlerine gerekli önemi verdiğimden tüm albüm bir de
link vereyim tüm
lyric'lerin bulunduğu.
Ayrıca,
Kayıp Cennet'e ithafen yapılmış
retrospektif resimli, müzikli bir P. Lost
vidyosunu da tüp'ten izleyebilirsiniz. Yutub linkleri veriyorum ancak nedense hep yasağı unutmuş oluyorum.
Orijinal link de şöyle:
http://www.youtube.com/watch?v=V98SLbN-5eY