29 Nisan 2009 Çarşamba

Alt-dünyanın Sazları


Herkesin çeşitli bilgi kaynakları vardır eminim. Benim müzik kaynaklarım oldukça kısıtlı. Daha doğrusu bunun böyle olmasını ben istediğimden dolayı kısıtlı. Yaratıcı müzisyenler böyle bir yol izler aslında. Bir Erkin Koray mesela, başkalarının eserlerini çok az dinleyen birisi, belki de hiç kulak kabartmıyordur. Bendeki, tamamen kulak zevkimi müzikal çorbalarla karıştırıp önüme her sunulanı yememek açısından. Yoksa, müzik konusunda obur bir kişiliğimdir. Maksat maymun iştahlılığı yok etmek.

Twitter sağolsun beni yeni gruplarla tanıştırıyor. Bizim ofisten çalışma arkadaşım Radu bir link gönderdi, "bu grubu bence sen beğenirsin" diyerek. Açtım dinledim biraz. Liberal, uydurmaca, hiçbir kalıba uymayan çorba misali birşeye benzettim ya da benzetemedim. Çok az kişiye müzik hissiyatı ve zevki konusunda güvendiğimden de oluyor bu aslında. Netten, yasal olmayan bir şekilde torrentlerden bulduğum ve indirdiğim tam tamına üç albümü de baştan sona dinlediğimde kafamdaki Vasarat resmi tamamen değişti. Demek ki, Twitter'dan da olsa hayatta birçok şeye, sabır gösterebildiğinden biraz daha fazla şans vermek gerekiyor.

İşte böylece son zamanlarda bıkmadan yorulmadan kulağımdan eksik etmediğim Alamaailman Vasarat'ı tanıtmak artık farz oldu.
Enstrümantal müzik sever misiniz? Peki ya yaylı çalgıları? Zaten bu siteye ulaşmışsan içinde ufacık bir rock kırıntısı vardır, onu sormayayım bari :))
İçinde hafiften korku öğesi barındıran, orkestrasyonu çok düzgün bir piyano, üflemeliler ve yaylılardan oluşan rock/caz/metal/füzyon ordusu düşünün. İşte bu anlatmaya çalıştıklarım (ve tabi çok daha fazlası) Yeraltının Çekiçleri'nde mevcut. Vikipedi sağolsun, Fince olduğunu tahmin ettiğim isimlerinin anlamını da çözdüm.

Finlandiya'lı grubumuzun yelpazesine dahil ettiği çingene müziği, balkan havası, ortadoğu ve yahudi ezgileri de sahip oldukları müzikal ve kültürel zenginliğin sadece bir parçası olsa gerek. Parçalara çektikleri videolar kısa metrajlı siyah-beyaz film tadında, sosyal içerikli, tarihe ve geçmişin yaşattığı bazı zorluklara da tepkili sanki. Bodoslama çekici vurmak değil ama niyetleri. Lafım anlayana hesabı bir mesaj kaygısı var sadece.



http://www.youtube.com/watch?v=I-PlKlsOdZA

Bu parçayla çok ufak da olsa bir fikir sahibi olunabilir ancak albümlerinin üçü de birbirinden muhteşem. favit'te oku

23 Nisan 2009 Perşembe

Hergün seni anacağım, inan!!



Kaseti İstanbul'da bir yerlerde durur hala.

Türk rock gruplarının kıt, benimse herşeyden anlarmışçasına seçiciliğimden dolayı istisnai olarak dinlediğim AnkaraDr.Skull geldi aklıma akşam. Hershey Yolunda albümünü ne kadar da aradıysam CD formatında bulmakta çok zorlandım. Sonuç olarak da bulamadım.

Ankara Tabipler Odası tarafından onaylı diplomalı doktorlar diye bildik hep Dr.Skull'ı. Sosyal mesajları, yaratıcı şarkı sözleri, çevreci duyarlılıkla tanıdım bu Ankaralıları. Fakat, nedense aniden kayboluverdiler ortalıklardan ya da ben takip edemedim (ben edememişimdir kesin).

Aklımda kalan birkaç şarkısı ve bulabildiğim "Sen" adlı parça.

Evet, sen'e karşı duyulan bir sevdanın şarkısı ve o yoğun aşkın özgün dışavurumu... :)



http://www.youtube.com/watch?v=vt-VLya7PM0 favit'te oku

22 Nisan 2009 Çarşamba

Do you think we should be closer?

İnsanın muhtemel geçmişleri diye bir olgu var mıdır?
Eğer Pink Floyd'un gözlükleri, hissiyatı ve David Gilmour'un sesinden hayatı algılamayı sevdiyseniz ve buna da alıştıysanız, evet böyle bir olgu vardır.

Aslında, Pink Floyd'a da ihtiyacınız yoktur. Ancak, insan tek başına herşeyi anlamlandırabilmek için kendisine yetemeyebiliyor. Hepimizin hayatından bir sürü kişi gelip geçiyor. Kimi kalıcı, kimisi daha az kalıcı, kimisiyse uzun bir süre herşeyimizi işgal edercesine ruhunuzu esir alıyor.

Bu kişilerle o anda geleceğe yönelik geçmiş planlar yapılmadıysa ve daha hafiften alındıysa zamanında bu mevzular Your Possible Pasts sizi geçmişte o güne, ana, dakikaya ya da hatıralar kombinasyonuna geri götürmek için çok güzel bir araç.

Gelip geçenler iyi hoş da. Bir de hemen yanıbaşınızda bulunan, şu anda, şu dakikada muhtemel bir geçmiş hayalleri kurduğunuz kişiler ne olacak?

Muhtemel hiçbirşeyi deneyememişliğin ağırlığı o eskiden hafife alınan hisleri de gün yüzüne çıkarmaz mı?

Çok yakında muhtemel bir cevap bulabilmeyi umuyorum...



http://www.youtube.com/watch?v=cpMbMC_1d5A favit'te oku

15 Nisan 2009 Çarşamba

Sağlam ruh, sağlam bedende ve Siyonizm

Depeche Mode tam anlamıyla tanımazken ve genelde gaylerin müziği olarak tanımlarken bu enfes Stripped parçasını Rammstein'dan dinlemiştim. Son derece başarılı bir performans, bir şarkı nasıl kavırlanır, nasıl böylesine güzel bir giysiye yeni bir ruh yerleştirilir öğretmişti bana Rammstein'ın versiyonu.

İlerleyen yıllarda, DM'yi derinlemesine dinlemeye başlayınca, Martin Gore'u sevmek için illa da gay olma şartı olmadığını öğrendim :) Dave Gahan'ı zaten karizmasından dolayı hep severdim. Neyse, Violator albümlerine olan hastalığımdan bahsetmiştim galiba. Fakat artık hemen hemen üretmiş oldukları ve halen ortaya çıkardıkları yapıtları da çok beğeniyorum. Kendime uygun hitleri kenara ayırıyorum tabi. O ayrı.



Efendim, Rammstein Stripped'i kavırlar ve enfes de bir klip çeker şarkıya. Fakat, çeşitli çevreler klibi sakıncalı bulur. Sakıncalı buldukları noktalara gelince ise, yok Rammstein Nazi Almanyası'na ait görüntüler, övücü materyaller kullanmışlar da böylece Hitler'in yaptıklarını ettiklerini onaylamış olup kendilerini de Nazi ilan etmişlermiş. Son derece alakasız ve siyonizm kokan hareketler bunlar.

Zamanında alınan bazı siyasi ve askeri kararlar yanlıştı diye 2. Dünya Savaşı Almanyası'nın herşeyi mi yanlıştı. Rammstein'ın kullandığı öğeler o devre ait olimpiyat ve atletizm görüntüleridir. Bundan daha güzel bir klip derlemesi olur mu? Son derce orijinal ve yaratıcı bir derleme bana soran olursa.

Nazi rejimi altında yaşayan Alman halkının rejime ve kendilerine olan inancını da yansıtıyor ayrıca. Bunun neresi kötü? Sen halksın. Devlet yetkililerinin yediği haltlardan veya askerin her adımından ömür boyu sorumlu tutulabilir misin? Evet, tutulabilirsin. Sana karşı güçlü bir dünya lobisi varsa neden tutulmayasın.

Diğer yandan DM'nin klibinde ise efsanevi Rus makam aracı Volga'ya gözüm ilişti ve ilerleyen dakikalarda bir baktım ki steyşın model bir Lada Jiguli'yi parçalıyor DM elemanları. Şimdi bu görüntü de güzel. Ancak, Rammstein'ın olaya getirdiği atmosfer ve değişik bakış açısı bambaşka derim yine de.



Bu karşılaştırma güzel oldu!

Görüşlerinizi bekliyorum...:)

Sevgiler.. favit'te oku

14 Nisan 2009 Salı

So, is it raining in your bedroom?

'90 başlarında süratini iyice kavramış bir grunge dalgası vardı. Nirvana belki de bunun sorumlusuydu. Sadece o değil tabi ki. Bir sürü indie pop firması tarafından lanse edilen underground veya gereğinden fazla tanınmış her türlüsü mantar gibi etrafta bitmişti, o garaj sound'unun yerini temiz, ütülü ama yine de yırtık pantalonlar almıştı.

Ben o zamanlar olayı çok fazla idrak edemesem olsa gerek, her çıkan yeni grubu takip etmeye, dinlemeye çalışıyordum. İmaj hiçbirşeydir, susuzluk herşeymiş meğersem!

MTV Türkiye varken eskiden (uzun bir ara yoktu) rock, metal ve alternative müzikte hiç de fena örnekler göstermiyorlardı. O zamanlardan kalma Stone Temple Pilots'ın Core albümüne olan takıntım depreşti geçenlerde. Bugün de ilham aldım bu güçten...

Plush, grunge yapısı ve statik enerjisiyle beni alternative deryalara çekmişti o zamanlar. Şarkı sözlerini anlamlandırdığımda ise bambaşka bir STP ile karşı karşıyaydım.

"And I feel, so much depends on the weather,
So, is it raining in your bedroom?"

Ne demektir bu? Anlayanlar anlamayanlara. İlla ki anlamak da şart değil. Şaire ortaya çıkardığından dolayı saygı da bazen yeterli oluyor. Ama sıkı tüketiciler genelde daha derinlere inmek istiyor. Nerden nereye uzadı yazı. Sorun değil. Maksadım sadece bu parçayı paylaşmak aslında.

Uzun uzadıya müzik tahlillerinden ben de sıkılmaya başladım. Başka bir formül bulmak gerek. Fenasi'nin yaptığına benzemiyor ki bizimkisi, her daim ve herkes için güncel ve çekici bir konu değil müzik!!!

Belki de bana cazip gelen tarafı da budur.... ;)



http://www.youtube.com/watch?v=qIP1hTFbuq4

Enzimlere bölerek dinleyin! \m/ favit'te oku

2 Nisan 2009 Perşembe

Erotik Simya



Korku severleredir bu gönderim.

Özellikle de Bela Lugosi sevenler bilmem okurlar mı bu satırları fakat ben korku temasını notalarda olsun, ekranda olsun her zaman çok sevmişimdir.

Belki de o yüzdendir gotiğe olan ilgim. Karanlık, tekin olmayan ruh halleri, kaçık kişilik bozuklukları ve delirium gibi durumlara sebebiyet veren bir iç dünyası var gotiğin.

Özellikle de Moonspell! İlk dönemlerinde birçok grubun başvurduğu yönteme başvurarak death metalde bir arayışları olur. Tabi ki gotikle mezelenmiş bir death'ten bahsediyorum. Şu anda dinleyenin kulağına ilk demo sound ve tarzı oldukça ilkel gelebilir. Bu noktada da Moonspell kalitesini kendisini devamlı geliştirerek gösterdi zaten. Elektronik'ten de yararlandılar, slow aşk dolu şarkılar da yaptılar ve kendilerini tekrarlar bir monotonlukta bırakmadılar hiçbir zaman.



http://www.youtube.com/watch?v=QPoQXVz3whc

Özellikle Sin/Pecado albümü bence bir devrim niteliğinde. Konsept bütünlüğü bir kenara müzikal altyapı değiştirilip klavyeli çalgılara ağırlık verilip elektroniğin nimetlerinden de dediğim gibi çok güzel faydalanılmış. Bu albümde korku öğeleri ve rahatsız temalara ilaveten bir de şehvet ve derin bir sevda unsurunu eklemişler (arabesk gibi biraz ama öyle yani).

Eurotica'yı ilk duyduğumda bu benim hitim demiştim. Mute konusunda o kadar kati olamadım ilk başlarda. Fakat zamanla müptelası oldum. Son zamanlarda Sin/Pecado'yla uyanıyorum.

yutüpte her iki parçayı da tek bir videoda hoş resimlerle bezeyip koymuşlar. Zaten bu iki parçanın ayrı ayrı dinletilmesi de o bahsettiğim albüm bütülüğünü bozar atardı. favit'te oku