pink floyd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pink floyd etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Nisan 2009 Çarşamba

Do you think we should be closer?

İnsanın muhtemel geçmişleri diye bir olgu var mıdır?
Eğer Pink Floyd'un gözlükleri, hissiyatı ve David Gilmour'un sesinden hayatı algılamayı sevdiyseniz ve buna da alıştıysanız, evet böyle bir olgu vardır.

Aslında, Pink Floyd'a da ihtiyacınız yoktur. Ancak, insan tek başına herşeyi anlamlandırabilmek için kendisine yetemeyebiliyor. Hepimizin hayatından bir sürü kişi gelip geçiyor. Kimi kalıcı, kimisi daha az kalıcı, kimisiyse uzun bir süre herşeyimizi işgal edercesine ruhunuzu esir alıyor.

Bu kişilerle o anda geleceğe yönelik geçmiş planlar yapılmadıysa ve daha hafiften alındıysa zamanında bu mevzular Your Possible Pasts sizi geçmişte o güne, ana, dakikaya ya da hatıralar kombinasyonuna geri götürmek için çok güzel bir araç.

Gelip geçenler iyi hoş da. Bir de hemen yanıbaşınızda bulunan, şu anda, şu dakikada muhtemel bir geçmiş hayalleri kurduğunuz kişiler ne olacak?

Muhtemel hiçbirşeyi deneyememişliğin ağırlığı o eskiden hafife alınan hisleri de gün yüzüne çıkarmaz mı?

Çok yakında muhtemel bir cevap bulabilmeyi umuyorum...



http://www.youtube.com/watch?v=cpMbMC_1d5A favit'te oku

22 Şubat 2009 Pazar

Rahatla, Arkana Yaslan

Bu blogda eksik olan bişeyler var diyordum kendi kendime.

Pink Floyd'muş.

Şimdi mi anladım? Hayır, hep biliyordum zaten.

Fakat, erteliyordum kendimce ve sebepsizce..



Konser performansına söyleyecek bir sözümüz olamaz.

Özellikle bu videoyu seçmemdeki nedeni siz de izledikten sonra anlayacaksınız. Eminim.

The child has grown, the dream is gone!!! favit'te oku

11 Ekim 2008 Cumartesi

Takıntılarla Hayatın Tadını Çıkarmak


Takıntılardır, çoğu zaman, hayatımızı kısıtlayan, düşüncelerimizin gelişimine engel olan, ruhsal büyümeyi enfantil seviyede bırakandır.

Bendeki takıntı da - sadece birkaç günlük mazisi de olsa - oldukça yoğun. Bahsettiğim 'Final Cut' takıntısı. Hele ki aralarında 'One Of The Few' parçası döne döne winamp'ı çıldırtabilir.

One Of The Few

When you're one of the few to land on your feet
What do you do to make ends meet?
Teach.
Make them mad, make them sad, make them add two and two
Make them me, make them you, make them do what you want them to
Make them laugh, make them cry, make them lay down and die.

İşte bu dizelerden ve de müthiş Pink Floyd tınısından kurtulamıyorum kaç gündür.

Bağımlılığın da bir derecesi olmalı. Sabah kahvaltı'da süt, öğlen sütlü çorba, akşam yemeği olarak da sütlü birşey yine - aklıma akşam yemeğinde sütle yenebilecek birşey gelmedi :D idare edelim.

İnsanın fikri gücünü yansıtıyor One Of The Few benim için. İnsanın tanrısal güce sahip olmayı istemesinden kaynaklanan herşeyi kontrol etme isteğinden gelir bu fikir gücü. Bazen de tamamen insanın içinden gelen öğrenme isteğinden uyanan içgüdüsel başkalarına öğretme yoluyla öğrenme...

Yanlış anlaşılmasın, bir Pink Floyd yazısı olarak algılanmasın sakın buradaki sözler.

Büyük haksızlık etmiş olurum 'Pembe Sel'e...

Paylaşmak istedim.

Belki takıntıdan kurtulurum dedim.

Sonra baktım ki, neden kurtulayım?!?!?

Süt için, süt içirin diye bas bas bağırmıyorlar mıydı küçüklüğümüzde? favit'te oku