breaking the law etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
breaking the law etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

19 Ekim 2009 Pazartesi

Kan-ter-ses

Dört genç içlerindeki müzik aşkıyla kavrulurken pasif dünleyici durumundan çıkıp "abi biz de birşeyler çalalım" kafasıyla kim ne bulduysa çalmaya başlarlar.

Bu dört gencin kaderi üniversite okudukları yurtdışında bir şekilde birleşir. Kanka vaziyetleri yaratılır, ileride hepsi tıp emekçisi birer doktor olacaktır ancak bu ciddiyet halihazırdaki beğeni ve tercihlerini niye etkilesindir.

İşte bu gençlerle oturup sohbet ederken, biramızı yudumlarken "abi biz grup kurduk, stüdyoya girdik" şeklinde bana aktarılınca ben de manyakça gaza geldim. Daha önceden, ev stüdyosu gibi bir ortamda birkaç vokal ve basmakalıp bas denemelerim olmuştu fakat stüdyo provası deyince bambaşka oldum.

Ben de biraların sayısının fazlalığından olsa gerek, eh ben de gelip vokal yapayım madem, şeklinde biraz da emrivaki bir edayla öneride bulundum. Kuruldan olumlu kararla önerim kabul edildi.

Bülent (bateri), The Goat (bas), Fehim (gitar) ve Faik Can (gitar)'dan oluşan kadroya damdan düşer gibi ben de sesim(!)le katıldım.



Ahan da kavırladığımız parçanın orijinali. Aslında, kayıt yapmak şarttı fakat herkeste bir heyecan (ben dahil) o yüzden önünüze birşey sunamamın nedeni kayıt işini daha sonraya bırakmamızdan oldu.

Şöyle söyleyeyim, Mille'nin vahşiliğini yakaladım (en azından bana öyle geldi) ancak çok daha alçak tonlarda tabi ki.

Judas'tan o meşhur parçayı da birkaç defa denedik. Yok, Halford'un sesinden çıkan notalarla birşey söyleyemeyeceğimi anladım.

Zaten, Kreator'ın Phobia'sı yeterince gazdı ve tarz olarak bana hiç de uzak değildi.

Böyle işte.

Sağlıcakla!

P.S: Hafiften tekrar yazmaya mı ısınıyorum nedir!? :) favit'te oku