3 Ocak 2010 Pazar

Balkanlar mistisizmi ve self-tecrit

Yıllar evvel, daha üniversite sıralarında term-paper yazmaya, kütüphanede uyuklamaya çalışırken yakın dostum, tuhaf kişilik İliya'nın dinlememi tavsiye ettiği bir Bulgar folk grubunun hem görsel hem de işitsel olarak ortaya koydukları eseri dinlemeye başlamıştım.

Topluluğun adı Isihia, eserleri ise Orisia.

Hiçbir zaman playlist'lerime girip orada kalamasalar da halk müziklerini severim. Ancak Isihia'yı dinlediğimde farklı bir duyguya kapılmıştım. Bildiğim herşeyden farklıydı. İçe kapanıktı. Arayış içinde bir ruhu yansıtıyordu. Dinleyeni geçmişten bir kareye götürüp, kısa bir süre o karede dondurup izlemenizi sağlar nitelikte bir yoğunluğu vardı.

Tabi, ilk dinlediğimde bu yargılara asla varamazdım. Şimdi dinledikçe anlamlandırdığım hisler bunlar.

Bulgaristan doğumlu olmama rağmen, Bulgar kültürüyle ilgili ne kadar az şey bildiğimi öğrendikçe gördüm. Bu yazının konusu Isihia da buna dahil. Isihia aslında bir folk müzik/kültür gösteri projesi olmaktan çok Bulgar kilisesinden ayrılan ruhbanların kurduğu bir tarikat. Tanrıya yaklaşmanın yollarını, kilisenin mainstream tutumundan ayırarak mağaralarda ve kendi kurdukları dağ evlerinde kendilerini tecrit ederek aramışlardır.

Bu arayışı da Isihia müzikleştirip, Orisia ile dans gösterisi olarak izleyicileri sunmuştur.

Ben daha çok müzikal yanında tutuklu kaldım.




http://www.youtube.com/watch?v=HjQGq_Ooees favit'te oku

1 yorum:

Besimi dedi ki...

duuud,
don't just come and trash my blog!!
alright
*woobaa*