1 Ekim 2008 Çarşamba

Kedigiller İyidir


Kedigillere dahil ettiğimiz Pantera biraz da - şaka bir yana - o vahşi havayı bize hissettirir. Zaten Pantera tarzı agresifliği beğenmeyen hiç bulaşmasın derim. Ancak, tıpkı kedilerde şefkat ihtiyacından dolayı ara sıra nükseden kendilerini sevdirme, mırlama-mayışma moduna girmeleri gibi Pantera'nın da ballad'ları bana o havayı verir.

Sert müziklerinin ve duruşlarının arkasında hep iyi ve yumuşak başlı müzik adamları olduğunu düşünmüşümdür Pantera için. Aslını bilemeyiz tabi ki. Deli ve çılgın olmaları da bunun aksini ispatlamaz :) Canlı performanslarına şahit olamadığım ve bunun için 'ah keşke' dediğim gruplardan biridir Pantera. Canlı performanslarda grup ve üyelerinin kişisel tavırları, hal ve hareketleri insanı o grup hakkında siyadesiyle fikir sahibi yapabiliyor. Maalesef... yok.... olmadı yaniii. kısmet değilmiş...!

Pantera'nın kuruluş tarihi ta 1981'lere dayanıyor. İlk çıkışlarını glam metal'e olan meraklarıyla yaparlar. Ancak o dönemlerin göz bebeği thrash metal'i es geçemezler ve o dalgaya Pantera da kapılır. Hatta şahsıma sorarsanız kapılmakla iyi de ederler. Glam'den thrash'e kayan grafikte Pantera kendine has sertliği ve edayı ortaya koymuş ve glam'den gelen bol çığlıklı, tiz sesli vokalleri de sert ve haşin sound'a entegre etmesini çok iyi becermişlerdir.

Tabi burada 'groove' havasına değinmeden olmaz. 1990'ların ortalarına gelindiğinde daha da baskın gelen groovy gitarlar öne çıkıyor Pantera'nın değişiminde. Bunu ani değişim ya da sadece değişim olarak bile adlandırmamız doğru olmaz. Gayet düzenli bir eğride ilerleyen evrim çizgisi görüyoruz. Metal alt türü olarak sertleşmelerinde etkili olan Slayer'a hiç benzemediler. Slayer'ın ticari kaygılarla mı, gerçekten ilgi odağı haline gelmelerinden mi yoksa sadece 'cool' diye ele aldıkları din, iblis, cehennem, tanrı'nın gazabı, seri katilli, kanlı temalarından bir iki tanesine değinmişlerdir ancak tamamen oralara kaymamışlardır hiçbir zaman. Zaten Slayer'ın bu yönü hoşunuza gitmiyorsa, Pantera'nın da buralara el atmaması da hoşnut eder bir durumdur diye tahmin ediyorum.

Bu yazıya "Vulgar Display of Power" albüm kapağını eklememin sebepleri arasında bu albümü gayet leziz, nostaljik, Pantera'nın Pantera olduğu dönem ve albüm resminin tek karede çok şey ifade etmesi olarak sıralayabilirim.

Neden Pantera'nın Pantera olduğu albüm?

Çünkü o esas Pantera groove'unun yerleşmesi, glam'den kopmanın belirtilerinin iyice hissedildiği agresif/brütal yapının temellerinin yerine oturmasıdır "Vulgar Display of Power". Zaten albüm başlığının motamot çevirisi yapıldığında da gerekli intiba ediniliyor. 'Kaba Güç Gösterisi'! Buradaki 'kaba' tabiri gayet tabii ki de 'terbiyesiz' ile eşanlamlı olarak kullanılabilir :) Herkesin kişisel algı ve ilgi seçiciliğine bırakılmış.

Uzun süredir dinlememiştim Pantera. Aklıma geldi nerden bilmiyorum. Bu satırları yazarken "Far Beyond Driven"dan bana geçen heyecanı ve statik adrenalini size anlatamam. Süt tozu gibi aynen. Biraz su görse bendeki adrenalin etrafımdaki herkes için ciddi zararlı hale gelebilir :) Bir de Pantera iyi hoş elemanlar diye bahsediyordum biraz öncesine kadar :P

"Far Beyond Driven" demişken bu albümün favorim olduğunu belirtmem katiyen gereklidir. Lise hayatımdaki dönüm noktalarından biridir. Hayatın anlamı olmamıştır, o kadar da değil artık :) Ancak, bir başucu albümü, tapınalası bir totem, bir ergenlik çağı manifestosu, müzikte sınırları - kendi adıma - zorlamak, vs. vesaire...

Gençliğe adım atarken - ki albüm yayınlandığında bendeniz 14 yaşındaymışım (vay be!) - taze edindiğin bilgileri, kendi yaşadığın [hatta bazen başkalarının] deneyimleri kemikleştirip, genelleyip onları beton sertliğindeki fikirlere dönüştürme alışkanlığımız vardır. Yani ben bir kısmını yapmışımdır o yüzdendir bunu demem. O çağlarda Iron Maiden bilirdik ve onlara tapardık. Whitesnake falan da dinlemeye çalışırdım. Gerçi şu an Whitesnake gibi elemanları daha iyi anlayabiliyorum tabi ki. Neyse, konumuz Pantera ve fazla uzaklara dağılmayalım.

Yani benim [kafamda] kalıplaştırdığım müzik türünün, ifade şeklinin biraz ötesindeydi Pantera. Asimile edilmesi, hazmedilmesi, geri çıkarılması ve tekrar tekrar tüketilmesi hiç de zor olmayan hatta ve hatta bunu zevkle ve her seferinde ayrı heyecanla yaptığında hayatının bir parçası haline gelmemesinin imkanı var mı.

Okul sıralarına adını kazıdığımız, bulduğumuz her boş alanı adıyla karaladığımız bir grup.

Hayatımı canlı kılan, anlam katan, en nihayetinde heyecanlandıran şarkıları tek tek sıralamamın gereği yok sanırım. Olsa bile bence yok :)

Genel açılarıyla Pantera müzikalitesi benim gözümde böyle birşey.

Diğer yandan Phil Anselmo'nun varlığı o ergenlik yaşlarında ben ve benim gibiler için çok önemliydi. Karizmatik duruşu (eğlenceli bi flashback oldu hehe), tok sesi, ender ama yerinde böğürmeleri beni ve benim gibi düşünenlerin hayatına ayrı bir yerden girmiştir. Geçtiğimiz aylarda Phil Anselmo'nun grubu "Down", Metallica'yla birlikte Avrupa turundaydı. Turnenin Sofya ve İstanbul ayaklarını ziyaret edebilirdim. Kafamı iş ve uğraşlardan kaldırıp bir türlü organize olamadım (gayrıciddi bir tutum, evet kabul ediyorum). :)

Dimebag Darrel (RIP)

Ne diyebiliriz. Allah rahmet eylesin. 2004 yılının Aralığı'nda bir paranoyak şizofren tarafından canlı performans esnasında, kafasına isabet eden üç kurşunla öldürüldü. Büyük yetenek, bir country western hastası, Pantera'nın asi-deli-kanlı tarafıydı. Dimebag'in gitar tutuşunu az taklit etmemişizdir :) Saygıyla anıyorum.

Vinnie Paul - Dime'ın kardeşidir kendisi - bu yazıda es geçilirse yakışık almaz harbiden. Davullara ve bateri koltuğuna hakimiyeti gerçekten etkileyici :)
Cowboys From Hell albümünde çok tuttuğum, Vulgar Display of Power'da sound olarak nispeten zayıf bulduğum ve Far Beyond Driven'da kendimden geçtiğim davul atakları bizzat Vinnie Paul'un şahsına aittir.

Sözü fazlaca uzatmazsak benim hatıralarımdaki Pantera böyle. Müziğiyle hala kendini bende canlı tutabilen bir grup.

Hala dinliyorum. Beni heyecanlandırdıkları sürece dinlemeyi de planlıyorum.

Siz de dinleyin. favit'te oku

Hiç yorum yok: